Sosyal medya duyguları yaşamaktan alıkoyuyorsa bu durumun kişide bağımlılık oluşturması beklenebilir. İnsan sosyal bir varlıktır. Sağlıklı bir şekilde büyüyüp gelişebilmesi için çevresindekilerle etkileşim hâlinde olması gerekir. Bu yüzden insan sosyal çevresiyle bir bütündür. İnsanın zihinsel ve psikolojik gelişimi, sosyal çevresiyle olan etkileşimi ile paralellik gösterir. Sosyal çevre ile etkileşimde bulunmanın ve sosyalleşmenin pek çok yolu vardır. Yıllar geçtikçe bu yollar çeşitlenmiş ve farklılaşmıştır. Sosyal çevre bazen de amacının dışında kullanılmaya başlandı. Sosyal medya da bunlardan biridir. Hiç düşündük mü gün içerisinde elimizden düşürmediğimiz telefonlarımız, tabletlerimiz ve bilgisayarlarımız neden var? Bilginin kaynağına ulaşmak, aktarımı sağlamak gibi temel amaçlarının dışında farklı bir şeyler olmalı ki artık sağlığımız ve psikolojimiz üzerindeki etkileri neden bu kadar konuşulsun? Sosyal medya, insanlara gerçek dünyanın dışında hayal edilen ikinci bir dünyayı sunar. Olduğun gibi değil, olmak istediğin gibi biri olarak görünmeyi sağlar. Psikolojik açıdan bakıldığında bu durum kaygının ve depresif belirtilerin bazen kaynağı bazen de yansıması olabilmektedir. Sosyal medya kontrollü kullanıldığında kişinin diğerleri ile olan etkileşimini sağlar ve bu da insanın gelişiminin bir parçasıdır. Ancak sosyal medya kontrolsüz ve amacı dışında kullanılmaya başlandığında bazı psikolojik problemleri de beraberinde getirmektedir. Çağın hastalığı olarak da nitelendirilen bu problemler daha çok çocuklarda, gençlerde görülüyor ve gelişimlerini olumsuz yönde etkiliyor. Sosyal medya ile kurulan bu bağımlılık kişilerde kaygı, korku, huzursuzluk gibi duygulara sebep olurken, nefes darlığı ve baş dönmesi gibi birtakım fizyolojik yan etkilere de yol açabiliyor. Sosyal medyanın kontrollü kullanıp kullanılmama konusu çok görecelidir. Bunun bir zaman kısıtlaması ya da içeriğinin belirlenmesi mümkün değildir. Kontrol tamamen kişinin kendindedir. Kişinin hangi durumlarda ve zamanlarda sosyal medyayı ne amaçla kullandığı aslında bağımlılık konusunu gündeme getirir. Eğer kişi bunu bir baş etme yöntemi olarak kullanıyor ve kendini istemediği (kaygı, karamsarlık, çaresizlik, mutsuzluk, suçluluk…) duyguları yaşamaktan alıkoyuyorsa sosyal medya kullanımının kişide bağımlılık oluşturma ihtimali beklenebilir.
Sosyal Medya ile Stres Mücadelesi
Hepimiz stresle karşı karşıya kaldığımızda onunla baş etmeye çalışırız. Bazı baş etme yöntemlerini kullanarak stresle ortaya çıkan kaygıyı belirli bir seviyede tutmak için çabalarız. Ancak bu yöntemlerin uzun süreli kullanımı bizi esas çözümden uzaklaştırır. Sadece problemi erteler. Yani kalıcı çözümler sunmaz. Son zamanlarda sosyal medya kullanımı da stresle baş etme yöntemlerinin arasına dâhil oldu. Canımız sıkıldığında, strese girdiğimizde ya da endişe duyduğumuzda hemen telefonlara sarılıp sosyal medya hesaplarımızla meşgul olmaya başladığımızın farkında mıyız? İnsanın zihnini farklı şeylerle doldurmaya ve kaygı yaratan düşüncelerinden uzaklaşmaya çalışması bir çeşit stresle baş etme yöntemidir ki sosyal medya tam olarak bu işi görmektedir. Sosyal medyada harcanan zaman belki de insanların kaçmaya çalıştığı problemleri olabilir. Sosyal medya kişinin kendi ile yüzleştiği ve diğer insanları fark ettiği bir platform görevi görmektedir. Sosyal medyayı kullanırken farkında olmadan bir kıyaslama ihtiyacı ortaya çıkmaktadır. Kendi sahip olduklarımız ve diğer insanların sahip oldukları arasında zihnimiz gidip gelir. Bu da kişide hem depresif duyguları hem de kaygıyı ortaya çıkarmaktadır.
Kontrol Merkezi Olarak Sosyal Medya
Sosyal medya kişiye sınırsız bir bilgi sağlar. Kimin nerede, ne zaman, kiminle, ne yaptığını öğrenmek için dedektif ya da ajan olmaya gerek yok artık. İnsanlar hakkında bilgi almak çok kolay. Sosyal medyanın bu özelliğe sahip olması da bazı durumlarda kişilerin bu amaç ile kullanımını arttırmaktadır ki bu da bir psikolojik rahatsızlığa işaret eder. Bu durum merakın ötesinde kuşkucu ve kontrolcü düşüncelerin etkisiyle gerçekleşen bir eylemdir. Dolayısıyla sosyal medyayı birilerini takip etmek ve haber almak için kullanıyor olmak yoğun kaygı duygusu içerinde olunduğunu gösterir. Sosyal medya denetimi olmayan ve gerçekliğin ölçülemediği bir ortam. Bu da kişilerde gerçek olmayan ancak olmasını istedikleri bir imaj çizmeleri için büyük bir fırsat. Hayatı mükemmel yaşamaya çalışan ancak kendi eksikleri ile yüzleştiğinde hissettiği derin acı ile baş etmek için sosyal medyayı kullanan insanlar içinde olmak istedikleri mükemmel yaşantı tablosuna ulaşabilmektedirler. Sosyal medya bir şekilde hepimizin hayatına dâhil oluyor. Bu demek değildir ki sosyal medyayı kullanan herkes psikolojik olarak problemlerle mücadele etmektedir. Ancak sosyal medyanın kullanım şekli ve içeriği psikolojik problemleri saptamamız konusunda biz uzmanlara fikir vermektedir. Bir sorunun tek bir kaynağı ve belirleyicisi yoktur. Bu yüzden sosyal medyayı kullanıyor olmak kişiyi etiketlemek için doğru bir yöntem değildir. Kendinizde ya da sevdiklerinizde sosyal medyanın kullanımına dair belirgin değişiklikler fark ettiğinizde bir uzmandan fikir almanız faydalı olacaktır.
Comments